Cemil, o çakır, sert bakışlarıyla; yüzünden bir şeyler arayarak bakıyordu, derinden, uzun uzun. Bu uğursuz sessizliği bozmaya can atar gibiydi, lakin, bir felaket duyacak diye de korkmuyor değildi. İçinden besmele çekerek cesaret devşiriyordu, tekmil bedeninden, ruhundan, kasvetle. Elbette Zînê de. Zaten o renkten renge giriyordu... “Çok kötü bir şey yoktur inşallah," dedi içinden. Biraz toparlanmıştı, o çakır, sert bakışları yumuşamıştı. Artık, umar gözlerle yumuşacık bakmaya başladı ve hemen d ...