Adına Romanlar’da, büyükbabasından kalan bir defterin kaybolup gitmesini istemeyen bir akademisyen ile çiçeği burnunda bir savcının yolları kesişir. Aynı dönemde yaşamamış ve hiç tanışmamış olsalar da aslında aynı gizemin peşindedirler. Veysel Altuntaş, ilk kitabı Yaşamak Sandığım’da kurgu meselesine kafa yoran bir öykücü olduğunun işaretini vermişti. Bu kez çok katmanlı bir romanla çıkıyor karşımıza. Eski eşyalar arasında bulunan bir defter, savcının defterden okuduğumuz duygusal dünyası, intih ...