“Sen, baraka gibi bir evde yaşadın mı hiç? Kışın ısı nedir bilmez, alabildiğine soğuk, yazın ise bunaltıcı sıcaklıkla birlikte arı kadar büyük, çarşaf çarşaf karasineklerin vızıltıları arasında ve çoğu geceler aç yattın mı hiç? Babanın ayak sesleri avluda duyulduğunda, annen telaşla kundaktaki bebeğini kucağına verip iptidai (Şömine-Qûçik) ocakta bir şeyler pişirmeye kalktı mı hiç? Ve açılan kapıyla birlikte start alan tartışma, giderek alevlenip tekme tokat bir kavgaya dönüştü mü hiç? Sen, henü ...