"(...) Sınıfa girdim. Yine her zamanki gibi selamlaştık. Bizim meslekte oturmak yok bilirsin, hakkını vermelisin aldığın paranın. Dersi ayakta anlattım, gözüm hep sendeydi, beni dinledin. Mâsum bir vaziyetin vardı. Dersi tekrar anlatman için seni tahtaya kaldırdım. Bu sefer her zamankinden farklıydın. 'Kalkmak istemiyorum' dedin. Buna inanamadım küçüğüm! Sinirlendim, tekrar söyledim adını, 'Tahtaya kalk!' Gözlerin doldu ama kalkmadın. Ne acı ki, gururuma yenildim. Her şeyi anladığımı zanneden b ...