Bazı vilâyetlerde tâife-i nisâdan samîmî ve harâretli bir sûrette Nûrlara karşı alâkalarını gördüğüm ve haddimden pek ziyâde, onların Nûrlara ait derslerime i‘timâdlarını bildiğim sıralarda, mübârek Isparta’ya ve ma‘nevî Medresetü’z-Zehrâ’ya üçüncü defa geldiğim zamân işittim ki: O mübârek âhiret hemşîrelerim olan tâife-i nisâ, benden bir ders bekliyorlarmış. Güyâ vaaz sûretinde câmilerde onlara bir dersim olacak. Hâlbuki ben dört-beş vecihle hastayım ve hem perîşân, hattâ konuşmaya ve düşünmeye ...