Şüphesiz her biri estetiğin ve bilgeliğin sessiz temsilcileri olan hayvanları göz ardı ederek yaşamak, doğanın en büyük mucizelerini kaçırmak olurdu. Atların asaletinden bülbüllerin müzikal sesine, kaplanların gücünden karıncaların mimarlığına; kaplumbağaların telaşsızlığından kargaların karanlık zekâsına, kelebeklerin estetiğinden kedilerin kibirli özgürlüklerine... Hepsi birer mecaz, birer sembol; doğada ve insan yaşamında birbirine geçmiş anlamların yansıması; Shakespeare’den Kafka’ ...