"Hey gidi romancılık! Hey gidi şairlik! Biraz yağmur yağdı, yapraklar falan parıldadı ya, artık nazar-ı meftunanenizi bu manzaradan bir türlü ayıramazsınız. Semaya, zemine, deryaya bakıp bakıp türlü tahayyülatta bulunursunuz. İşitilmedik yalanlar uydurmaya uğraşırsınız. Şu ağaca bir kuş konup da iki defa ‘cik cik' dese o kuşa hemen ‘murg-ı hazin' bilmem ne diye bir isim takarak o cıvıltıyı nağme-i cennet falan diye tavsife döşenirsiniz. Rüzgâr dokunup da bir ağacı sallasa, semadan bir bulut geçs ...