"Bir öpücük gibi alnımı okşayan nazik parmaklarıyla saçlarımı tarayarak: Haydi Ömer'ciğim kalk, demişti. Kalk haydi yavrucuğum"
Bu öykü, Ömer Seyfettin'in ilk defa kıldığı, sabah namazı anısını anlatır. Soğuk bir kış gecesi, bağdaş kurmuş bir zenciye benzeyen sobanın sıcaklığında, annesi ve hizmetçileri Pervinin de yardımıyla ilk namazını kılmıştır. Belki de ilk duasını yaparak gecenin en bereketli ve en huzurlu zamanını yaşamıştır.