İslâm hukuku dinî ve içtimaî bir müessesedir. Bu hukuk sisteminin dayandığı naklî ve aklî prensipler fıkıh usûlü âlimlerince ele alınmıştır. Ancak İslâm fıkhının bir ilim olarak tedvini yahut içtimaî bir müessese olarak gelişmesi belirli tesir, teessür ve tekemmül süreçleriyle bağlantılı olmuştur.
Fıkhın tarihçesini, doğup gelişmesinin devrelerini inceleyen hukukçu ve tarihçiler iki ayrı noktadan hareket etmişlerdir. Bazıları doğrudan doğruya müesseseyi göz önüne almış, onu canlı bir uzviye ...