"Onun ayakkabıları kapının önüne düzgün bir biçimde konulduğundan beri üzgünüm. Onlar, uçlarını gözlerime dikmiş gibi duruyorlar. Tıpkı kuş nine gibi bakıyorlar ve beni yabancılamıyorlar. Yabancılamıyorlar da, bir suçlu gibi gördükleri belli. Habersizliğimi mi, ilgisizliğimi mi yadırgıyorlar, bilmiyorum. Onların karşısında suçluluk duygusuna kapılıyorum. Hafif topuklu olan bu ayakkabılar güzelce silinmiş pırıl pırıl olmuş. Zaten onlarla sokağa fazla çıkılmadığından hiç yıpranmamışlar. Bir düğün ...