Tabutu alan kadın, çocuklarını evde bıraktığı için hayli telaşlıydı: Ya ağlarlarsa, ya sesleri duyulursa, ya başlarına bir şey gelirse diye endişeleniyordu. Gerilmiş yaydan, çekilmiş kılıçtan daha gergin olduğu için başı dik, gözleri ilerideydi. İki arada bir derede kaldığından sıkıntıdan patlamak üzereydi. Arada ağzını açıp derin derin soluyordu. Öyle ya Ya çocuğun öldürülmesini bekleyecekti, ya da göz göre göre canından bir parça olan yavrusunu tabuta koyup suya verecekti. (...) Nihayet yerden ...