Yeni nesil Türk sinemacılarından Zeki Demirkubuzun sinematografisi, kesif bir acı, hınç, mağlubiyet, daha az kesiflikte de kayıtsızlık, nihilizm ve arabesk-kitsch karışımı bir görünüm sunar. Yılmaz Güney-sonrası bir çizginin şekillendirdiği bu hissiyat, yönetmeni adeta pasif hırçın bir psikolojinin içine sürükler, felsefi manada kötünün dünyasının tasviri ve temsili adına gerçek hayatta bir varoluş oluşturmanın bununla yüzleşmeden geçtiğinin altını çizer. Sinemada varoluşçuluğu öne alarak ama bu ...